Teknoloji ve Eğitim Arasındaki İlişki

18. yüzyıl Sanayi Devrimi’nin ardından hızla değişen dünya manuel üretimden seri üretime geçmiştir. Üretim şeklinde yaşanan bu değişim teknolojik yenilikleri de beraberinde getirmiştir. Çünkü bir ürünü kitlelere yetecek kadar üretebilmenin tek yolu, o ürünü teknolojik bir aygıt ile üretmek ile mümkündür. Duyulan bu ihtiyaç teknolojiyi hem üretimin hem de toplumun merkezine sokmuştur.

20. yüzyılda yeni iletişim araçlarının devreye girmesi ile yeni bir boyut kazanan teknolojik aygıtlar, bu yüzyıldan itibaren hem devletlerin/ülkelerin en iyisini yapmak için uğraş verdikleri bir platform hem de toplumun en önemli aracı konumuna gelmiştir.

İçinde bulunduğumuz 21. Yüzyıl, sadece kamusal alanla sınırlı kalmayan ve ceplerimize kadar girebilen teknolojik aygıtlarla kuşanmış durumda. Hastaneler, okullar, caddeler, evler hatta her gün kullandığınız cep telefonları dahi teknolojinin en basit göstergesi ve uzantısıdır. Hayatı kolaylaştırdığı ve zamanı daha nitelikli kullanmamıza olanak sağladığı için günlük hayatın en vazgeçilmez araçları olan teknolojik aygıtlar, özellikle son zamanlarda eğitim sektörüne de dahil olmuşlardır.

Eğitim ve öğretim sisteminde köklü değişiklikler meydana getiren teknoloji sayesinde artık okullarda çok daha verimli ve etkili sınıf ortamları oluşmaktadır.

Hatırlasanıza sırtımızda belki de kilomuzun yarısı kadar bir sırt çantası ile kucak dolusu kitapla okula gider, 50 kişilik sınıfta eğer arkada oturuyorsak tahtayı göremeyecek şekilde sıramıza otururduk. Öğretmen kara tahtaya beyaz tebeşirle yazar, biz de deli gibi yazar not ederdik. Çünkü öğretmenimiz diğer konuları yazabilmek için tahtayı silecektir. Gerçi o da ayrı bir sıkıntı oluyordu, tahta silindiği anda sınıfın içinde bir toz bulutu dolaşmaya başlardı. Öğretmen tekrar kitaba döner, kitaptan devam ederdi. ‘Evet çocuklar şimdi ders kitabını bırakın çalışma kitabına geçin’ dediğinde çantada bulunamayan kitap neticesinde yanımızdaki arkadaşımızın kitabını kullanır dolayısıyla dersi yarım yamalak dinlerdik. Anlatılanlar ve öğrendiklerimiz yalnızca derste anlatılanlarla sınırlı olurdu. Öğrenirdik evet ama hep bir çiğlik vardı sanki.

Şimdilerde teknoloji ile kuşanmış okullarda eğitim sistemi de bir hayli değişti. Tabletlerde giren kucak dolusu kitaplar, beyaz tebeşir ve kara tahtanın yerini alan akıllı tahtalar, kitapların yetersiz kaldığı noktada devreye giren internet bağlantıları ile eğitime ayrılan süreyi çok daha etkili kullanmak mümkün hala geldi. Anlamayı, okumayı, yazmayı hatta düşünmeyi bile hızlandıran bu teknolojik aygıtlar sayesinde alınan eğitimin niteliği de olumlu yönde değişmekte.

Anlatılanları görmek ve izlemek tek boyutlu eğitimin üzerine bir çizgi çekmekte, birden fazla duyu organının eğitim sürecine teknoloji aracılığıyla dahil edilmesi ile eğitimin verimliliği artmaktadır. Sadece duvarda asılı olan Dünya ve Türkiye haritaları yerlerini internet bağlantılı akıllı tahtalara bırakmıştır. Böylelikle düz bir zeminde kısıtlı bir bilgiye erişebilen coğrafyalar hakkında çok daha kapsamlı bilgiler edinilebiliyor. Sadece kitap sayfalarında yer alan tarih bilgilerini video kanalları ile izleyerek öğrenmek mümkün.

Kısacası artık bilgiye ulaşmak kadar bilginin öğretilmesi de kolaylaşmıştır. Son zamanlarda olumsuzlukları ve zararları üzerinde durulsa da medya okuryazarlığı ile teknolojiyi etkili ve bilinçli kullanmak eğitim sürecini daha nitelikli bir hale sokmakta, öğrencileri daha çok eğitime ve okula teşvik etmektedir.

BİLGİ FORMU (Her Türlü Soru ve Öneriniz İçin Bize Ulaşın)
 
DİL OKULLARI
ÜNİVERSİTELER
BAŞARI HİKAYELERİMİZ
REFERANSLARIMIZ
OKUMADAN YURTDIŞINA GİTMEYİN

YURTDIŞI EĞİTİM HABERLERİ

ÜCRETSİZ BİLGİ İSTEYİN
WHATSAPP'TAN SORUN