Yabancı Dil Öğrenme Sürecinde Yaş Faktörünün Önemi

Öğrenme belli bilişsel süreçlerin tamamlanması ile gerçekleşen bir olgudur. Bilişsel süreçlerin tamamlanmış olması, insan hayatındaki her şeyin öğrenme sayılacağı anlamına gelmez. Bir şeyin ‘öğrenilmiş bir şey’ olabilmesi için insan davranışlarında belli değişiklileri harekete geçirmesi gerekir. Gerçekleşen bu değişiklikler uzun süreli olmalı ve insanın hayatı üzerinde de etkili olmalıdır. Psikoloji alanında geniş bir yer bulan ‘öğrenme’ eylemi farklı kuram ve teorisyenlerce üzerine hala çalışılan oldukça kapsamlı bir konudur.

Öğrenmenin insan hayatında değişiklik yaratacak bir güce sahip olması, bu eylemin hangi yaşlarda nasıl ve hangi oranda gerçekleştiği üzerine odaklanılmasını gerekli kılmıştır. Sonuç olarak ister bilişsel ister davranışsal olsun 3 Yaşında veya 12 yaşında bir çocuk ile 45 veya 60 yaşındaki bir yetişkinin öğrenme süresi ve yoğunluğu aynı mıdır? Eğer farklıysa bu farklılığını düzeyi nedir ve bu farklılık neden gerçekleşir? Olayımız yurtdışı eğitim ve yabancı dil eğitimi olunca muhtemel bir farklılığın yabancı dil öğrenme üzerinde nasıl bir etkisi olacaktır?

Yabancı dil öğrenme süreci ile alakalı birbirinden bağımsız pek çok olgu, süreci olumsuz etkileyebilmektedir. Dili öğrenilen kültürün içselleştirilememesi, o dili kullanabilecek ve pratik yapabilecek uygun fiziksel ortamın olmayışı, dili öğrenen kişinin bunun için yeteri kadar zaman ayırmayışı, yabancı dil öğrenmeye çalışan kişinin biyolojik ve psikolojik durumu gibi farklı sebeplerle dil öğrenme sürecinde aksaklıklar yaşanabilmektedir. Sıralamış olduğumuz tüm olumsuzluklar giderilebilecekken, yabancı dil öğrenen kişinin biyolojik durumu değiştirilemeyecek bir etkendir.

Yapılan pek çok bilimsel araştırmada 10 yaşına kadar çocukların dil öğrenme konusunda yetişkinlere oranla daha başarılı oldukları saptanmıştır. 10-12 yaşından itibaren beyin dil öğrenme kabiliyetini yavaş yavaş kaybetmeye başlarken yabancı bir öğrenmek de güçleşmeye başlamaktadır. Yabancı dil öğrenme süreci ile ilgili uygun bir yaşın var olup olmadığı üzerine bilimsel bir birlik sağlanmazken, erken yaşlarda öğrenme ve dil becerilerinin gelişim süreci olduğu için yabancı dil öğrenmenin daha seri bir şekilde ilerlediği bilim insanlarınca kanıtlanmıştır.

Nörolojik araştırmalara göre ‘kritik dönem’ olarak adlandırılan ve ergenlik dönemine kadar olan zamanı kapsayan dönem çocukların en verimli yabancı dil öğrenebildikleri süreç olarak saptanmıştır. Çocukların ergenlik dönemine kadar dil öğrenme yetilerinin daha seri ve olumlu olması, ergenlik döneminden sonra dil öğrenme yetisinin tamamen kaybedildiği anlamına gelmemektedir. Her yaş ve dönemde farklı bir öğrenme metodolojisi bulunmakta, ‘öğrenme’ sağlıklı beyin hücrelerinin bulunduğu evreye kadar devam etmektedir. Çocuklarda bu süreç daha hızlıyken, ergenlik ile birlikte yavaşlamakta, yetişkinlik ile yavaşlama oranı artmaktadır.

 Küçük yaşlarda yabancı dil öğrenebilecek fiziki bir ortama sahip olmadığı gibi pratik yapma şansı olmayan çocuklar, yabancı dil öğrenme ayrıcalıklarını avantaja çevirememektedirler. Bu yüzden genelde üniversite çağına gelip ergenliğini tamamlamış öğrenciler yabancı dil bilmemekte ya da kısıtlı nitelikle bilmektedirler.

Çocukların yabancı dil öğrenimi konusunda yetişkinlere oranla daha kabiliyetli oldukları göz önünde bulundurulduğunda, bu durumu avantaja çevirecek imkanları kullanmayı gerekli kılmaktadır. Dünyanın en önemli zincir okullarında bulunan ‘Yabancı Dil Çocuk Programları’ (Junior Programmes) öğrencilerin yaz döneminde 4 ile 8 haftalık bir süreçte hem kültürel aktivitelere katılıp yeni bir ülkeyi deneyimleyerek keşfetmelerine hem de en verimli dönemlerinde yabancı dil öğrenmelerine yardımcı olacaktır.

Güvenilir aileler ve alanında uzman eğitmenler eşliğinde gerçekleşen Junior Programlar, öğrencilerin hem tatil yapmalarına hem yeni insanlarla tanışıp pratik yapmalarına hem de kişisel özgüvenlerine büyük katkı sağlayacaktır.

Eğer çocuk olabilecek yaşı geçtiyseniz ancak hala bir dil öğrenmediyseniz telaşe yer vermeyiniz çünkü ‘Teen Age Programmes’ yani ergenlik döneminde olan genç öğrenciler için de kurs programları mevcuttur. Hepsi birbiri ile yaşıt olan 12-17 yaş arası öğrenciler yaz aylarını nitelikli bir şekilde değerlendirirken üniversite eğitimlerine katkı sağlayacak yabancı dil becerilerini de geliştirmektedirler.

Çocukluk ve ergenlik dönemini atlatıp üniversite çağına gelmiş ve hala dil öğrenmemiş olan yetişkin adayı öğrenciler için de +18 kurs programları mevcuttur. Çoğu üniversite öğrencisi ya da mezunu olan +18 yetişkin kurs programları genel ve yoğun İngilizce eğitimi şeklinde öğrencilerin ihtiyaçlarına cevap vermekte, üniversite eğitimi ve kariyer hayatlarında ön plana çıkabilecek yabancı dil gelişimlerini tamamlamalarına yardımcı olmaktadır.

Yabancı dil öğrenmek için sadece 18-20 yaşında olunması gerektiğini düşünüyorsanız üzülerek söylüyoruz ki yanılıyorsunuz. Dil öğrenmek erken yaşlarda daha seri olabilir ama bu 40 yaşındaki veya 50 yaşındaki bireylerin dil öğrenemeyeceği anlamına gelmemektedir. Unutmayın, sağlıklı beyin hücreleri etkinliklerini kaybedinceye kadar öğrenme eylemi devam etmektedir. Bu durumu çok iyi bilen dil okullarında +40 ve +50 yaş grubu için yetişkin kurs programları bulunmaktadır. Genel ve yoğun İngilizce kursları ile +40 yaş üstü öğrenci gruplarına hizmet veren dil okulları bu noktada olumlu dönüşler almaktadırlar.

Unutmayın öğrenmenin yaşı yoktur. İster 7 yaşında olun isterseniz 15, 20 ya da 60… Öğrenmeyi tutkuyla istemek ve bunun için harekete geçmek ‘öğrenme’ hedefinizin yarısını oluşturmaktadır. Yaşınız, sosyal durumunuz, kültürel geçmişiniz ya da dil öğrenme kabiliyetiniz ne olursa olsun kendinize güvenin ve harekete geçin. Bu noktada bizler de sizin yanınızda olmaktan, sizler için en uygun olan kurs programlarına yönlendirmekten memnuniyet duyacağımızı bilmenizi isteriz. Yeter ki siz isteyin…